
DEPREM BİLİNÇSİZLİĞİNİN BİR AN ÖNCE GİDERİLMESİ GEREKİYOR
Günümüz binaları bakımsız ve dikkatsiz olarak inşa edildikleri için herhangi bir deprem anında yaratacakları tahribatlar büyük olacaktır. Türkiye jeolojik açıdan genç, tektonik alan bakımından da zengin bir ülkedir. Ülkemizde meydana gelen depremler bazen küçük bazen ise yıkıcı büyüklükte olabilmektedir. Ancak asıl yıkıcı olan halkın ve sorumluların depreme olan hazırlıksızlığıdır.
Deprem haberlerinde de karşılaştığımız haberlerden biri de deprem esnasında camdan atlayan vatandaşlarımızdır. Bu bilinçsizliğin derhal giderilmesi gerekir.
Deprem çantaları, binanın yapısı, binaların depreme dayanıklılığı ve deprem sigortaları arka plana itilmektedir. Deprem anında nelerin yapılacağı ilkokuldan itibaren öğretilmeye başlansa da çoğu insan paniğe kapılır ve yanlış kararlar verir.
Örneğin beş şiddetindeki normalde yıkıcı olmaması gereken bir deprem bile Türkiye’de korkunç zararlara yol açabiliyor. Ve buna depreme dayanıklılığı bilinmeyen binalar sebep oluyor. Halk depremi, yaşadığı binanın depreme dayanıklı olup olmadığı belli olan bir testin sonucunun taşınma ile biteceği durumundan daha az korkutucu buluyor ve bu yüzden gerekli önlemleri almıyor.
Deprem sigortalarının ödenmek istenmemesi de bu konunun başka bir ana başlığı haline geliyor. Bu yüzden halkın gerekli hazırlıkları yapmasıyla on saniyelik bir deprem için hayatlarını kaybetmeleri önlenmiş olacaktır. Bu haberimde deprem bilinçsizliğine dikkat çekerek canların yitirilip gitmemesini sağlamak amacı içersinde olmamız gerekmektedir.
Ancak maalesef deprem gerçeği bazı insanların umurunda değil. İnsanlar resmen o çürük binalarda ölümü bekliyorlar. Halkın sesini sorumluların duyması gerekiyor. Çünkü özellikle İstanbul’un binalarının birbirine yapışık oluşu ve karşı karşıya bakan binaların arasında sadece bir şeritli yolların olması olası bir depremde arama kurtarma çalışmalarını zorlaştıracaktır. Kentsel dönüşüm ile şehir toplu bir düzene kavuşacaktır. Çok bina da çok insan yerine, az bina da çok insanla şehrin kirli görüntüsü de giderilmiş olacaktır.
Bir depremi yıkıcı yapan şey şiddetinin sayısından çok anın hazırlıksızlığıdır. Bu yüzden bazen koskoca depremler hiçbir zarara neden olmazken, küçücük depremler ölümlere yol açabilir. Ölüm sayıları onlara, yüzlere, binlere, yüz binlere çıkabilir. İzmir ve Van depremleri bu konunun acı bir örneğidir. Çoğu binanın deprem için uygun yapıyla inşa edilmemesi o gün canların yitip gitmesine sebep olmuştur.
Tektonik yönden aktif bir ülkede yaşadığımız gerçeğini kabullenmek ve duruma göre hazırlanmak her zaman çok önemlidir. Bunun dışında deprem anında halkımızın panik yapmaması, hayatlarını kurtaracak olan hayat üçgenini büyük küçük demeden öğretilmesini sağlamalıyız. Bu önemli kurallar ve yapılar hakkında önemle bahsedip vurguladıklarım uygulanırsa can ve mal kaybında en aza ineriz. Temel hedefimizin bu yönde olması gerekli. Bilinçli olursak hayata artı birle başlarız..
MUSTAFA BAYRAM, SAKARYA ÜNİVERSİTESİ GAZETECİLİK BÖLÜMÜ, ÖZEL HABER