Ne ekerseniz onu biçersiniz sözü öylesine söylenmiş bir söz olmasa gerek, 1453 tarihi kimilerine göre İstanbul’un Fethiyken kimilerine göre Kostantiniyyenin düşüşünü ifade ediyor.
Bir inancın sonucu ve büyük acıların bedeli olan İstanbul Fethinin yıldönümünde Ecdadın ruhu şad mekanları cennet olsun.
Meraklısına okumak isterseniz >>https://www.ttk.gov.tr/belgelerle-tarih/istanbulun-fethi/
Kuşatmada alınan kararların uygulanması, o günün şartları ile Lojistik operasyonlar, sorgusuz itaat gibi savaşa direk sirayet eden faktörler kuşkusuz önemli lakin benim dikkat çekmek istediğim nokta ne kuşatmadaki süreçler nede fetih.
Fatih Sultan Mehmet Han’ ın yargılanma münasebetini mutlaka okumuşsunuzdur düşünsenize Padişah arsayı değerinden çok daha pahalıya bedelini ödeyerek almak istiyor zati muhterem arsayı satmayınca Padişah kendince haklı nedenlerden dolayı arsaya çöküp cami yaptırıyor, sonrasında olay Kadıya gidiyor ve Padişah yargılanıyor, konuyu merak ederseniz sosyal medyada bulup okuyabilirsiniz.
Günümüze gelelim…
Yıl 1453 Ya ben seni alacağım, ya da sen beni alacaksın düşüncesi ile halkının önünde kılıcını çekmiş bir Padişah, diğer tarafta Memleketinde aç olmadığına inandırılmış bir Cumhurbaşkanı.
Bir tarafta kılıcını çekmiş padişahın arkasında ölüme sorgusuz giden halk, diğer tarafta vatandan önce kendi çıkarlarını düşünen halk.
Sizce de bir Yalnızlık yok mu?
“Aklı öldürürsen ahlak da ölür.
Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.”