Şimdiki yaşadıklarımızı dün verdiğimiz kararlarımız etkiledi. Şuan ki oluşturduğumuz farkındalık bir sonraki davranışlarımızı belirleyecek. Dün bugünümüzden bağımsız değildi, bugünümüz de yarınımızdan bağımsız olmayacak.Hayatın bir dengesi var. Fark edelim veya farketmeyelim olaylar gelişigüzel değil bir sistem içinde akıyor. Davranışlarımızın yasaları var. Somut olarak zor farkettiğimiz soyut yasalar.
Bunlardan biri,
“Nerede aşırılık var ise problem oradadır.”
İnsan servetinin varlığından sürekli bahsettikçe, insanların övmesi için alan açtıkça, giydiği markalardan bahsettikçe, zihnini tam zıttı olan fakirliğe karşı hassaslaştırır. Küçük bir krizden büyük etkilenir. Fakirlikten ödü kopar.
Bir taraftaki yoğun övgü diğer taraftan korkmayı sağlar.
Bir topluma girdiğinde birilerinin seninle ilgilenmemeleri neşeni azaltmaz. O anın huzurunu yaşarsın fakat insanlar beni çok seviyorlar, bana saygı duyuyorlar dediğinde bunu devamlı dile getirdiğinde, bir yerde ilgilenmemeleri senin çabuk gerilmene sebep olabilir. Kendini aşağılanmış hissedebilirsin. Bir tarafa verdiğin ağırlık diğer tarafın dengesini bozar. Hayatını zorlaştıran insanın ta kendisidir.
Bilgilerinle her yerde var olmaya çalıştıkça, övgü alarak bununla prim yaptıkça bilmediğin bir konu karşısında kendini yetersiz hissedebilirsin. Bir tarafta böbürlenmen diğer tarafta komplekse sebep olabilir. Varlığında aşırı keyif aldığın bir şey yokluğunda zıttını yaşatır. Abartılı sevincin olmadığı zaman abartılı üzüntün de olmaz.
İnsanoğlu mutlu olabilecek potansiyele sahip olmasına rağmen kararlarıyla hayatını zorlaştırarak mutsuz olan tek canlıdır.
Tahterevalli gibidir hayat. Uca doğru gidildiğinde diğer ucu da yaşatarak görmemizi sağlar.
O yüzden uçlarda gezinmemek gerekir.
Yaşam bizden denge ister. Dengeli hayat kaliteli yaşamdır.