Bir niceliğin zamanın gelecekteki bir noktasına ilişkin değerinin kestirimine ”Öngörü” deniliyormuş.
Bu haberi yapan kişi acaba o günden, bu günü öngörebilmiş midir?
An itibarı ile yakıt 26 Tl sınırını geçti.
Doğumdan ölüme, neredeyse hava ve su kadar önem araz eden akaryakıt için ülkemizde kimsenin maalesef bir öngörüsü yok.
Nasılsa seçim var bize yol göründü zihniyetine bürünen siyasetçileri de gider ayak küpümü nasıl doldururum derdinde.
Ülke olarak, Saldım çayırda Mevla’m kayıra sürecini sanırım adım, adım yaşıyoruz.
Seçilmişlerin umurunda değil.
Seçenler bir kurtarıcı bekliyor.
Ekonomi taban yapmış, freni patlamış yokuş aşağı giden kamyon misali hızla bir yere gidiyoruz lakin nereye gittiğimizi kimse bilmiyor.
Sahi nereye gidiyoruz bilen var mı?
Eskiden siyasette ahlak vardı.
Eskiden halkın yönetimine güveni vardı.
Şimdilerde ne ahlak nede güven kalmış.
1 sente muhtacız dedikleri günleri yaşayan birisi olarak bugün o günleri bile özler durumdayız diye haykırıyorum.
Birileri çıkıp demeli ki, yönetemedik olmadı fakat acı reçete şu ve bu reçete harfiyen uygulanmazsa 3. Dünya ülkesi bile olamayacağız.
TIP literatüründe hasta tedaviyi kabul etmediği sürece doktorun o hastaya yapabileceği bir şey yoktur.
Sanıyorum biz ülke olarak henüz hastalığımızı kabul edebilmiş değiliz, önce hastalığımızı sonra tedaviyi kabul edeceğiz sonra doğru doktora denk geleceğiz ki tedavi süreci başlasın.
Siyasetçilerden Koltuk kavgası değil çözüm istiyoruz.
Lambadan CİN çıkmasını bekleyenlere sesleniyorum, Lambadan Cin çıkmayacağı gibi Mustafa Kemal Atatürk Dünyaya tekrar gelmeyecek.
Dibi bulmadan yükselişin olmayacağı kesin lakin Dip neresi bilen var mı?
DİP NOT;
Hala dış güçler senaryolarına inanıp 2023 yılında güzel günleri bekleyenleri birileri dürtsün öyle bir şey yok.
Sevgiyle Kalın