
Özgür Ayasofya’nın üzerinden 1 yıl geçti
Danıştay 10’uncu Dairesi sene bugün Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesi ilişikin karar vererek 4 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal edildi. Böylelikle 86 yıllık hasret sona erdi.
Bu karar sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrini ve ibadete açılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı Kararı’nı imzalayarak milyonlarca Müslümanı sevince boğdu.
Vesayete darbe
Ayasofya-i Kebir Cami’nin 86 yıl sonra yeniden ibadete açılmasıyla Türkiye üzerindeki uluslararası vesayetin son bulduğunu belirten Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, şunları dile getirdi: “Ayasofya’nın İstanbul’u fetheden büyük Sultan Fatih Sultan Mehmet Han’ın bize emanetidir. Bakanlar Kurulu Kararı ile 86 yıl ibadete kapalı kalan Ayasofya-i Kebir Cami bir yıl önce şükürler olsun ibadete açıldı. Kendi topraklarımızda, ecdadımızın kanıyla, canıyla, kılıcıyla aldığı Ayasofya Cami-i şerifi ile ilgili kararı ülke olarak tabii ki bizler verecektik ve öyle de oldu. Bazı ülkelerin hadsiz açıklamaları olsa da Danıştay 10. Dairesi’nin bir yıl önceki kararı ve ardından Ayasofya-i Kebir Camii’nin ibadete açılması uluslararası vesayete vurulan en büyük darbe olmuştur.”
Ayasofya zincirlerinin kırılmasıyla Müslümanların sevince boğulduğunu belirten Diyanet Birlik-Sen Genel Başkanı Kenan Ak da, şunları ifade etti:
Allah’a hamdolsun
“Ayasofya’nın 86 yıl sonra geçtiğimiz yıl tekrar asli hüviyetine döndürülmesini tüm ümmet sevinçle karşıladı. Çok uzun zamandan beri esaret altında bulunan ata yadigarı Ayasofya’mızın zincirlere bağlanmış olması, milletimizi derin üzüntüye boğuyordu. Dolayısıyla zincirlerin kırılması için ciddi mücadeleler verdik, kampanyalar yürüttük. Cumhurbaşkanımızın kararıyla Ayasofya’nın tekrar ibadete açılmış olması mutluluklarımıza, sevinçlerimize, Müslümanlar olarak sevinç kattı. Olması gereken 86 yıl sonra oldu ve buna vesile olanlardan da Allah bin kere razı olsun. Bundan sonra da kıyamete kadar inşallah Ayasofya Camii, cami olarak, ibadet edilmeye, Mevlanın huzurunda el açılmaya devam edilecek.”