Fenerbahçe Spor Toto Süper Lig’in 33. Haftasında evinde karşılaştığı Göztepe’yi 5. Dakikada Serdar Aziz ve 83. Dakikada Arda Güler’in penaltı golü ile 2-0 mağlup etti. Spor Toto Süper Lig’de 9 maçtır mağlup olmayan Fenerbahçe, galibiyet serisini 5 maça çıkardı. Bununla birlikte Sarı Lacivertliler son 3 maçtır da kalesini gole kapatmayı başardı.
Fenerbahçe oyundan bağımsız son haftalarda elde etmiş olduğu kazanma kimliği, bütünleşmiş oyuncu gurubu ve taraftarının itici gücü ile Göztepe’yi mağlup etmeyi başardı. Sezon içerisinde Fenerbahçe gibi büyük takımların oyun kimlikleri kaybolur, kazanma kimlikleri ortaya çıkar. Fenerbahçe, Göztepe maçını kazanma kimliğiyle kazandı. Oyun ezberini İsmail hocanın yarattığı kadro istikrarı ve maç içerisindeki dokunuşu ile bölüm bölüm iyi oynaya bildi. Oyun momentumunu zaman zaman yükseltmeye çalışan Fenerbahçe’de kanat oyuncuları ceza sahası içine daha az kat etti. Oyunun bir bölümünde yaratıcı ve cesur Orta saha oyuncusu sıkıntısı yaşayan Fenerbahçe’de İsmail Hoca oyun okumakta bir tık gecikdi. Gecikmesine rağmen doğru hamleler yapıp Fenerbahçe adına bu maçı olumlu anlamda etkilese de önümüzdeki maçlarda işler tam tersine dönebilir.
FERDİ VE OSAYİ ÖNDE KULLANILMAMALI
Esasında maçı iki şekilde okumak gerekir. Ferdi’nin sol bek oynadığı bölüm ve önde oynadığı bölüm. Fenerbahçe’de Ferdi ve Osayi geriye doğru devşirilmelerinin ardından oyun ezberleri, oyun meziyetlerini bu yönde sürdürdüler. Ön alandı ki oyun ezberlerini kaybeden her iki oyuncudan da geride daha çok verim alınmaya başladı. Her ikisininde oyun meziyetlerini baktığımız zaman ikisi icinde geride oynamak hem Fenerbahçe için büyük artı hem de kendileri için büyük artı. Fenerbahçe, Göztepe maçında Ferdi’nin önde oynadığı bölümlerde topu üçüncü bölgeye götürmek ve oynamada sorun yaşarken, Ferdi’nin sol bek de oynadığı bölümlerde bu sorununu rahatlıkla giderdi. İsmail hocanın oyun içinde bu iki dokunuş da maçın kaderini Fenerbahçe adına olumlu anlamda etkiledi. Fenerbahçe her iki golü de Ferdi’nin sol bekte oynadığı bölümlerde buldu.
MAÇ KAZANDIRAN KALECİ ALTAY BAYINDIR
Fenerbahçe, Altay Bayındır’ın sakatlıktan dönüşünün ardından çıktığı 9 maçta 8 galibiyet 1 beraberlik elde etti. Futbolda derler ya atanın ve tutanın iyi olacak. Fenerbahçe tutanın yanından çok iyi, birde atanı iyi olsa çok farklı olur.
Altay Bayındır kötü bir sakatlık geçirdi. Zor bir süreçten geçti. Ama dönüşü o kadar iyi oldu ki bağıra bağıra birkez daha ben Türkiye’nin bir numarasıyım dedi. O kadar kritik anlarda o kritik kurtaşlar yaptı ki Fenerbahçe’ye yeniden hayat verdi. Bir futbol takımda kaleci şampiyonluğa giden yolda çok büyük etken, belkide Altay sakatlanmasa Fenerbahçe bugün yarışın içerisinde olacaktı.
MİNİK ALEX
Fenerbahçe taraftarın sosyal medya da sıkça kullandığı bir tabir; “ Tanrı Alex’i izleyemeyenlere, Arda Güler’i gönderdi.” Fenerbahçe taraftarı yıllardır o bölgede Alex gibi zeki ve soğuk kanlı birisini aradı. Fenerbahçe taraftarı aradığını Mesut Özil gibi bir dünya devinden değil, altyapısında ki Arda ile buldu.
Arda Güler bana göre namı diğer çilingir. Fenerbahçe’de ikinci yarıdan itibaren bir yaratıcı ve cesur orta saha oyuncu eksikliği yaşandı. Mesut Özil’in kadro dışı kalması, İrfan Can’ın kart cezası nedeniyle yedek kulübesine baktığımız zaman maç Arda diye bağırdı. İsmail hoca ne yazık ki oyunu okumakta biraz geciksede Arda Güler oyuna girdikten sonra takımını 4 net pozisyona soktu. Bir penaltı kazandırıp, güzel oyununu penaltı golü ile taçlandırdı. Özgüven soğuk kanlılığı ile Fenerbahçe taraftarına Alex’i andıran Arda, Fenerbahçe taraftarının yeni sevgilisi oldu. Bununla birlikte maç içerisinde Enner Valencia’nın penaltıyı genç Arda’ya bırakması Fenerbahçe’nin tam anlamıyla bir takım olmasının en büyük göstergesiydi.