“Mavi Boncuk”, “Olmaz Böyle Şey”, “Feride” gibi birçok müzik ve filmle evlerimize misafir, müzik sanatçısı, yorumcu ve nihayetinde sinema aktörü Emel Sayın ’ın yaşam hikayesidir.

“İsmin ne dedi söyleyiverdim, Ferideee” diye elimizde bir fırça, Emel Sayın ekranda çığlık çığlığa geçirdiğimiz çocukluk  günlerimizi aklımıza kazıdı. Onun güzel ve naif sesi, filmlerinde ekranı saran güzelliği ile  herkesi etkiliyordu.

Mavi Boncuklar, ben bu dertten ölürsem hiç mi kalbin sızlamaz söyle küçük beyler, olmaz böyle şeyler… Hangi birini sayalım. Birini seçsem eksik kalana üzüleceğimiz gibi. Onu her andığımızda aklımıza hangi şarkısı geliyorsa onu dinleriz.

Onu başardıklarıyla gururlanıp, pişmanlığına üzüleceksiniz.

Şimdi, bugün onun doğum günü, tam 73 yaşında ve hala su gibi berrak bir güzellikle karşımızda.  Ona “İyi ki doğdun!” deme şansımız varken buradayız ve “İyi ki!”, dileklerimizi diyoruz;

“İyi ki doğdun Emel Sayın!”

Çocukluğu ve eğitim hayatı

Emel Sayın, 20 Kasım 1945’te, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde Suat Hanım ve Ahmet Bey’in en büyük çocukları olarak  dünyaya geldi. Sayın ailesi, 1926’da Türkiye’ye gelen göçmen bir aileydi; Makedon kökenliydiler. 4 kız çocukları oldu. En büyük çocuklarına Emel ismini vermişlerdi. Bir gün bu ülkenin en iyi isimlerinden biri olacağından habersiz, gülümsüyorlardı güzel bebeklerine.  Daha sonra diğer kızları, Şenel, Fatoş ve Hülya da dünyaya geldi. Suat Hanım ve Ahmet Bey, Toprak Mahsulleri Ofisi ’nde çalışıp geçimlerini sağlıyorlardı.

Emel, okul yaşı geldiğinde, anneannesinin yanında Kayseri’deydi. İlkokula burada, Kayseri Cumhuriyet İlkokulu’nda başladı. Ortaokul ‘unu okuduğu zamanlar Konya’ya yerleşen ailesinin yanına gitti; ortaokulu orada okudu. Sonra ailecek İstanbul, Üsküdar ’a taşındılar. Burada Emel’i müzik dolu, yepyeni ve güzel bir yaşam bekliyordu.

Edirne, Uzunköprü’de, Gazi Turhan Bey Ortaokulunu bitirdikten sonra, Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi ’nden mezun oldu.

Müzikle yoğurulmuş çocukluk

Emel Sayın, sesinin berraklığının ve  güzelliğini çok erken farkına varmıştı. İlkokul zamanlarında düzenlenen şarkı yarışmalarının birincisi olarak hiç değişmiyordu. Şarkı söylemek küçük Emel için kocaman bir tutku mutluluk oluşturmuştu. Küçük kalbindeki hayalleri nasıldı bilinmez, ama çok daha fazlasına ulaşacaktı.

Yetenekli ve başarılı bir kız çocuğuydu Sayın. Sesiyle dikkat çekmemesi neredeyse imkansızdı. Ailesinin de dikkatinden kaçmadı.  13 Yaşında Arif Sami Toker’den müzik dersleri almaya başladı. Yıllar sonra Toker’in yetiştirdiği en başarılı ve önemli sanatçı olacaktı. Daha sonra Münir Nurettin Selçuk’tan ders almaya başladığında hayatında şans bulacaktı .  Münir Nurett’ in eğitimi ise üç yıl sürdü. Yeteneği ile daha çok dikkat çeker olmuştu.

Yaşı da artık genç kızlığı bulmuştu. Liseden de mezun olmuştu. Daha sonra üç yıl boyunca İstanbul Belediyesi Konservatuvarı ve Beşiktaş Şan Bölümü’nde eğitim aldı.  Fransa’da Şan derslerini Münir Nurettin Selçuk’a da eğitim vermiş olan Şan Öğretmeni Alis Rosenthal’dan alıyordu. Onun gibi ünlü biri olacak, ismini  herkese duyuracak arkadaşları da oldu. Muhittin Sadak’tan solfej derslerini alırken,  ders arkadaşları  Erkin Koray ve Mine Mater’di .

Emel Sayın ilk kez sahnede

Aldığı eğitimler, öğretmenleri, dostlukları, müzik hayatında  her yerdeydi.  O sıralarda Hürriyet Haber Ajansı müzik yarışması açtı. Emel, Münir Nurettin Selçuk’un klasik bir eseri ile yarışmaya katıldı.  Daha sonra bu yarışmadan  “Ses Kraliçesi” olarak çıktı.

Gönül Yazar ’ın ilk eşi Necdet Yazar’ın Ankara Gençlik Parkı ’ndaki gazinosunda ilk kez sahneye çıktı. Daha  17’sinde  duru güzelliği ile sahnede  Emel Sayın vardı . Aklından kim bilir neler geçiyordu ?  Küçük kalbi şuan nasıl atıyordu kim bilir.  Müzik, başını döndürürken onun dimdik durmasını da sağlıyordu.

Assolist Emel Sayın

Ailecek içinde bulundukları ekonomik şartlar sebebiyle Ankara’ya göçmüşlerdi.  Daha sonra Sayın, 1963’te girdiği sınavla Ankara Radyosu’na solist olarak girdi. Orada yaklaşık 7 yıl çalıştı. Artık  seyirci karşısında  iyi tecrübeler kazanmıştı. Oldukça başarılıydı ve çokca beğeni kazanmıştı.

Egemen Bostancı, İstanbul müzik piyasasına gelmesini teklif etti. Emel, İstanbul ’a taşındı; İstanbul Radyosu’na geçmişti. Ayrıca Lalezar Gazinosu ’nda sahnede assolist olarak ışıldıyordu. Onu Türkiye’de pırıl pırıl ve güzel bir gelecek bekliyordu.

Müzik albümleri, filmler, konserler… Neler yoktu ki…

(İsmet Kasapoğlu ile)

Emel Sayın evlendi

Sayın 1966 yılında 21 yaşında iken prensesler gibi bir gelin olmuş, İsmet Kasapoğlu ile evlendi. 1975’te ise boşandılar. Ancak sadece bir yıl ayrı kalabildiler ve 1976’da tekrardan evlendiler. Ancak “çıt” sesini duyduktan sonra, ayrılık sözcüğü  ilişkinin üzerine düştükten sonra pek uzun süre devam etmedi. 1979 yılında yeniden boşandılar.

(Selçuk Aslan ile)

Sayın, 20 Haziran 1979 yılında  Selçuk Aslan ile ikinci evliliğini yaptı. Fakat bu evliliği de  iki yıl sürdü; Eylül a1981’de boşandılar.

(David Younnes ile)

Üçüncü ve son evliliğini  David Younnes ile 4 Haziran 1986’da yaptı. Aşkı  ve mutluluğu yeniden bulduğuna inanıyordu. Malesef bu evliliği de 1999’da bitti.

Müzikte sürdürdüğü başarıyı  evlilik hayatında sürdürememişti  ve bu evliliklerin hiçbirinden çocuğu olmadı. Yıllar sonraki bir röportajında  en büyük pişmanlığının olduğunu itiraf etti.

Profesyonel kariyer başlarken

İstanbul, kalabalığıyla, yoğunluğuyla Emel Sayın’ı da içine çekmişti. Durmadan çalışıyordu. İlk stüdyo albümü çalışmasını “Sus Sus Sus” adını verdi. Bu albüm için imza attı ve sanat kariyerini profesyonel anlamda başlatmış oldu. Bu şarkı, aynı zamanda 1968 yılında, Hülya Koçyiğit ve Erol Büyükburç ’un başrollerini paylaştığı filme “Sus Sus Kimseler Duymasın” adı verilmiş ve film müziği olmuştur.

1971 yılında, iki teklikten oluşan üç ayrı plak çalışması yaparak  “Sus Sus Sus”, “Gel Gel Gel” ve “Doyamadım Sana” şarkılarını çıkardı ve duyurdu.

Albümleri

1972 yılında , İçinde 10 Türk Sanat Müziği şarkısından oluşan bir albüm çıkardı. İstanbul Plakçılık ’tan çıkan kırmızı fonlu olan bu albümün ön kısmında Emel Sayın’ın bir fotoğrafı vardı. Adı, “Son On Yılın En Sevilen On Şarkısı” olan bu albümün satışları 100 bine kadar ulaşarak rekor kırdı. Bu şarkılar, filmlerde müzik olarak da kullanılarak ayrıca dikkat ve  ilgi çekmişti. Emel Sayın, artık çok daha ünlüydü.

1973 yılında “Emel Sayın 73”, 1974 yılında “Emel Sayın 74”, 1975 yılında “Emel Sayın 75” adını verdiği albümler yayınladı. Günümüze yaklaşırsak, 1997 yılında “Başroldeyim”, 2000 yılında “Ah Bu Şarkılar”, 2001 yılında “Dinle 2001”;  2011’yılında “Mavi Boncuk”, 2013 yılında ise “Hep Bana” albümleri ile dinleyicilerle kavuşmuştu.

Narin ve güzel sesi, kulaklarımızdan hiç eksilmedi.

Emel Sayın beyazperdede

İstanbul,  Emel Sayına’ da yaramıştı. Orada bulunduğu zamanlarda, şöhretine şöhret kattı.  Sadece şarkı söylemedi, beyaz perde de ışıldadı. Yıllar sonra oynadığı filmler sorulduğuna şunları söyledi: “Sinemayı bütün tecrübesizliğime rağmen çok sevdim. 15 filmde başrol oynadım. İyi ki oynamışım o yıllarda, o filimlerde. Türk halkı o filimleri ve filimlerdeki şarkıları çok sevdi, hala da seyrediliyor”.

Mavi Boncuk adlı filmde rol alan  Emel Sayın, Tarık Akan ’ın gözlerinde kaybolan bakışlarıyla “Yalnız benim için bak yeşil yeşil” diye o güzel sesiyle şarkısını söylerken gözleri dolmayan , “Olmaz Böyle Şey” ile film bitti.

Sonra “Yalancı Yarim”,  “Gülizar”, “Feride” gibi filmlerde de oynadı .En az sahneye yakıştığı kadar, beyaz perdeye de yakışmıştı.

Daha sonra televizyona da yakıştı. 2001 yılında Mehmet Ali Erbil ’in eli merdaneli eşi olarak “Aşkım Aşkım” dizisiyle karşımızdaydı.Ve tabi, daha pek çok dizi veya programlarda konuk olarak bulundu.

Ödülleri ve bugünü

Emel Sayın, elbette birçok ödüle layık görüldü. Ancak bunlardan ikisi kuşkusuz en gururlandırıcı olanıydı. Emel Sayın, 1998’yılında, Türkiye Hükümet ‘ince ses sanatçısı, ses yorumcusu ve sinema oyuncusu olarak  gösterdiği başarılarından dolayı “Devlet Sanatçısı” unvanına layık görüldü.

2016 yılında düzenlenen “53. Uluslararası Antalya Film Festivali” nde , “Yaşam Boyu Onur Ödülü” aldı.

Onun tanımayan, bir şarkısını bilmeyen yoktur. Başarılı olduğu, çok çalışıp ürettiği hayatında hak ettiği birçok şeye de ulaştı. Bir röportajında ona en mutlu anları sorulduğunda, “Başarılı bir konser sonrası ve sevdiklerimle olmak” demiş.  Gücün yettiğince hep sahnede olması,  biz de onun seyircileri  sevgili Emel Sayın…

Hep bizimle ol…

Bir kere daha iyi ki doğdun…

İyi ki…

Damla Karakuş

[email protected]

Not:

Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın.

Instagram: biyografivekitap