Erol Günaydın Kimdir?
60 yıllık tiyatro oyunculuğu hayatına sonsuz bir yaşam ve dünya sığdıran, hep daha çok oyunda rol almak isteyen, kalbinin kuzey bölgesinde hep sevgiyi ve işine olan aşkı taşıyan tiyatro oyuncusu, Erol Günaydın’ın hayat ve yaşam hikayesidir…
Bugün sevgili Erol Günaydın’ın edebiyete intikalinin altıncı yıl dönümü. Sizce de hiç aramızdan gitmemiş ya da hiç gitmeyecekmiş gibi değil mi? Sesi bunca kulağımızda yankılanırken, bir klibin duygu yüklü sahnesinde, eskimeyen nostalji dizilerin karakterleri içinde bize göz kırparken bu mümkün mü?
Ne mutlu ona, hayattan tüm beklediği mutluluğu dünyada yaşamış. Bu konuda da gözü açmış tabii, hiçbir zaman bu konuda tam olarak tatmin olmamış. Hep daha fazla tiyatro, sinema vb. oyunda rol almak istemiş. Onu güzel bir rolde yer almak dışında tek mutlu edecek sayılı bir kaç şeyler varmış. Her hangi bir şeye böylesine uçsuz bucaksız bağlı kalabilmek ne kadar güzel ve elbetki ne kadarda zor. Bence hala bundan vazgeçmedin aslında. Kalbin buralarda bizimle gibi. Konuşmasan da cümleler ahenkle coşuyormuş gibi his veren tiyatro sahnelerin gibi. Hiç gitmesen olur mu?
Sevgi, saygı ve sonsuz özlemle anıyoruz. seni…
Erol Gğnaydın’ın Çocukluk yaşları ve eğitim hayatı
Erol Günaydın, 16 Nisan 1933’te, Trabzon Akçaabat’ta doğdu. Anne ve babasının üçüncü çocuğuydu. .
Babası Kazım Günaydın, Kiziroğulları namlı bir ailedendi. Nakliyat işi yapan Kazım Günaydın, evlatlarının eğitimini daha iyi tamamlaya bilmeleri için İstanbul’a getirdi. Beşiktaş ilçesinde Aleybey Sokağında bir eve yerleştiler. Erol Günaydın henüz 8 yaşındaydı. Burada ilkokul eğitimini birincilikle bitirmişti. Okul ve derslerinde çok başarılıydı. Bu zamanda onu zorlayan tek şey: Karadenizden kalan şivesinide okul hayatında çok çalışarak İstanbul şivesine çevirdi.
Başalı bir öğrenci olan Erol Günaydın’ın Galatasaray Lisesi’ne yatılı olarak kaydı yapıldı;
Bu yatılı öğrenciliği boyunca Erol Günaydın hayatı keşfetmek adına attığı ilk bilinçli adımı da atmıştı aslında. Yeteneğini okulunda keşfetti. Erol Günaydın önce öğretmenlerini etkşleyen kendi hazırladığı küçük piyes ve gösterilerle sınıflar arasında küçük bir turneler yaptı. Ardından da kendini tüm okulun Tiyatro Kulübüne kabul ettirdi.
Erol Günaydın tiyatro uçurtmasının ipini hiç bırakmadı…
(Soldan sağa: Gazanfer Özcan, Erol Günaydın, Nejat Uygur)
En Güzel Dostları
Erol Günaydın, gönlüne düşen tiyatro ateşini edebiyatla harlıyordu. Akşamları Özdemir Asaf ‘la beraber geziyordu. ErolGğnErol Günaydın öldü
Erol Günaydın 2 Ağustos 2008’de rahatsızlanarak Florence Nightingale Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada ameliyat olduktan 16 Ağustos’ta taburcu olarak evine döndü.
Bu sırada eşi Güneş Günaydın da yakalandığı amansız rahatsızlığa yenik düşerek hayata gözlerini yumdu.
2012’ye geldiğimizde hastalığı tekrarladı. 12 Nisan’da Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nde yoğun bakıma alındı pnömoni böbrek yetmezliği, tanısıyla tedavi altına alındı. 15 Ekim saat 14.45’te kalp yetmezliği sonucu sevdiklerine ve çok sevdiği tiyatro sahnelerine veda etti
Erol Günaydın, 17 Ekim’de Teşvikiye Camii’nde kılınan cenaze namazı akabinde Feriköy Mezarlığı’na gömüldü..
aydın ’ı şöyle tanımlıyordu Özdemir Asaf: “Biri vardı; o ilk ağlamayı bulup herkesi güldüren, sonra bunu unutup ağlarcasına gülen”.
Edip Cansever, Erol Günaydın’ın bir başka can dostu olmuştu. Sonra Attila İlhan vardı dostları arasında; Melih Cevdet Anday… Anday ile kız liselerindeki edebiyat programlarına katılır; La Fontaine’den masallar okurdu. Can Yücel, Oğuz Aral, Necati Cumalı, Ferruh Doğan, hepsi, ama hepsi gençliğinin en güzel arkadaşlarını. Sait Faik ise, onu “Karaoğlanım” diye anıyordu.
Ve bir gün gelecek, Gazanfer Özcanlarla, Nejat Uygurlarla birlikte aynı sahne ve ortamlarda anılacak; Türkiye’nin tiyatrolarında tanın simalaro sanat yüzleri olacaklardı…